HZ. ALİ’NİN DİLİNDEN NEBİ (S.A.V.) - 09 OCAK 2025 - MEVLANA TAKVİMİ
Manage episode 460148156 series 2542707
Hz. Ali (k.v.)’nin torunlarından olan İbrâhim ibni Muhammed (r.a.) şöyle dedi: Hz. Ali (r.a.), Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’i anlatırken şöyle derdi: “Allâh’ın Resûlü (s.a.v.) orta boyluydu. Boyu ne aşırı derecede uzun, ne de göze batacak kadar kısaydı. Mübarek saçı çok kıvırcık olmadığı gibi tamamen düz de değil, hafif dalgalıydı. Ne tombul yüzlü ne de yumru yanaklıydı. Yüzünde hafif bir değirmilik vardı. Teninin rengi de beyaz olup hafifçe pembeye çalardı. Gözleri iri ve siyahtı. Kirpikleri sık ve uzundu. Kemiklerinin başları ve iki küreğinin ortası iriceydi. Mübarek vücudu çok fazla tüylü değildi, göbeğinden göğsüne doğru ince bir tüy şeridi uzanırdı. Mübârek el ve ayakları etlice, parmakları ise uzunca idi. Yürürken ayaklarını yerden kuvvetlice kaldırır, yere sert şekilde basmaz, adımlarını genişçe atar, meyilli bir yerden iniyormuş gibi yürürdü. Bir tarafa döneceği zaman sadece başını çevirmez, bütün vücuduyla dönerdi. İki küreğinin arasında peygamberlik mührü vardı. Peygamberlik onunla son bulmuştur. İnsanların en geniş kalplisi, en doğru konuşanı, en yumuşak huylusu ve herkesle en güzel geçineni idi. Etkili görünümü dolayısıyla, O (s.a.v.)’i ilk defa gören kimsenin içinde bir ürperti hâsıl olurdu; fakat onunla bir süre kalıp kendisini tanıyınca, gönlünde ona karşı derin bir muhabbet uyanırdı. Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’i vasfedenler sözlerini şöyle bitirirdi: Sözün kısası, ben daha önce de, daha sonra da onun bir benzerini görmedim. Allâh (c.c.)’un salâtü selâmı ona olsun.”
(İmâm Tirmizî, Şemâil-i Şerîf, c.1, s.58-59)
1890 эпизодов